İsminden ötürü gezgin Kleopatranın uğramış olduğu bir destinasyon gibi çağrışım yapsa da koyun bu ismi almasının tek sebebi güzelliğidir. Kleopatra ile ilgisi yoktur. Ancak bu, buranın tarihi kalıntılar içerdiği gerçeğini de değiştirmeyecektir. Hamam koyunda Antik Lidya Döneminde inşa edilen hamam kalıntıları bulunmakla beraber Bizans Manastırı kalıntıları da bulunmaktadır. Bir rivayete göre yukarıda bulunan şehrin kralı tarafından “deniz banyosu” olarak inşa edildiği söylenir. Sadece teknelerle ulaşılabilmesi ve Göcek’in güzel zeytin ağaçlı yeşil örtüsü ile harmanlanmış turkuaz suları ile eşsiz noktalardan biridir. Ancak günübirlik teknelerinin de en uğrak noktalarından biri olan bu koyda sizlere tavsiyemiz koy içerisinde biraz daha dış noktalarda kalmayı tercih ederek zodiac botumuz ile kalıntıları da görmeye gitmeniz olacaktır. İskeleden yürüdükten sonra terliklerinizi elinize almayı unutmayın zira altı taşlı bir yoldan geçtikten sonra hamamın içerisinde yürüyebilmeniz de mümkün.
Bazen dizinize kadar çıkabilen su seviyesi ile bu tarihi kalıntının içindeki dingin sularda yürümek sizde zaman yolculuğu yapmışsınız gibi bir his uyandıracaktır. Zaman yolculuğumuz burada bitmiyor, daha sonrasında zeytin ve çam ağaçları arasındaki patikalarda kısa bir doğa yürüyüşü yaparak Lydae Antik Kenti’ne ulaşabilirsiniz. Her ne kadar zaman yolculuğu imkânı kulağa güzel gözükse de en popüler noktalardan biri olması sebebiyle, sabah erken saatlerde veyahut sezon dışı gidilmesini daha çok öneriyoruz.